Bohem yaşantının ve sanatsal yaratının yuvası, 1920'li yılların Montparnasse'ında Kiki, sefaletten kurtulup iki savaş arası dönemde avant-garde akımın en karizmatik çehrelerinden biri olmayı başarmıştır. Uzun yıllar Man Ray'ın hayat arkadaşı olan Kiki, fotoğrafçının en efsanevi eserlerine ilham kaynağı olmuş; Kisling, Foujita, Per Krohg, Calder, Utrillo ve Léger gibi sanatçılar tarafından ölümsüzleştirilmiştir. Kiki, Birinci Dünya Savaşı'nın açtığı yaraları sarmaya çalışan bir neslin ilham kaynağı olduğu kadar, 20. yüzyılın ilk özgürleşen kadını olarak da öne çıkmıştır. Kendine tanıdığı cinsel ve duygusal özgürlüğün de ötesinde Kiki, hayat okulunun kendisine bahşettiği bir tarz, bir ifade, bir düşünce özgürlüğüyle çağına damga vurmuştur.