Satrapi, Persepolis tekinden farklı, daha öznel bir bakış açısıyla, başka bir İran anlatıyor. Böylesi sıkı bir rejim altında yaşayan kadınların, semaver başı "çok özel" hatta "kırmızı noktalı" sohbetlerini ve deneyimlerini paylaşmak için bir bardak sıcak çay eşliğinde okunması şiddetle tavsiye edilir. Bu kitapta, özellikle öğlen yemeklerinin sonrasında evde semaverden sorumlu genç kız olan çizgi Marjane, anneannesi ve diğer kadınların cinsellikle ilgili sohbetlerine tanık oluyoruz. İran ö/elinde bizim gibi toplumlardaki kadın erkek ilişkilerini "yemekler biter, erkekler koltuklara yayılır. kadınlar mutfağa koşar" biçiminde özetleyen Satrapi, cay faslına geçildiğinde farklı hı«ii n 'paradigmayı' anlatmış. Dikiş Nakış, kadınların başkahraman olduğu 'kadın kadına' bir sohbet aslında. Bu sohbet esnasında her kadın geçmişte yaşadığı bir aşkın burukluğunu aktarırken arka planda İran devrimini. Üçüncü dünyalılığı, tabuları, kimlik sıkıntılarını görüyoruz yine. ... Satrapi'yi okurken -izlerken demeliyim belki de- cizgilerinin gücüne hayran olmamak elde değil. Ancak kullandığı tonun en a/ desenleri kadar önemli olduğunu da teslim etmek şart. Anlattığı ve tartıştığı konuların ağırlığı ortada. Satrapi'nin İzlediği taktiğin ıııruculuğu bu ağır konuları aynı ağırlıkla tartışmamasından kaynaklı. k ı MI c ü ya/ar, kara mizahla da bu işin yapılabileceğini kanıtlamış durumda...