Aramızda
Grafik anlatılarında engellilik, psikoz, politik aktivizm ve cinsel şiddet konularını işleyen sanatçı ve akademisyen Una’nın imzasını taşıyan Aramızda, dünyanın istisnasız her yerinde şiddete maruz bırakılan kadınları ve kız çocuklarını, kuşanmak zorunda bırakıldıkları görünmezlik örtüsünü üzerlerinden çıkarıp atmaları yönünde teşvik eden sarsıcı bir grafik roman.
Gazete kupürlerini, illüstrasyonları ve deneysel çizimleri Una’nın gerçek yaşamöyküsüyle buluşturan Aramızda; utancın, suçluluk duygusunun ve korkunun öğretildiği bir kültürde kadın olarak büyümenin anlamını ve kadınların asırlara yayılan varlık mücadelesini içten, hakiki ve güçlendirici bir üslupla aktarıyor.
Aramızda, çocuklara yönelik cinsel istismarın, genç kızların uğradığı flört şiddetinin ve kadınların yaşamlarının her evresinde maruz kalabilecekleri cinsel, psikolojik ve duygusal şiddetin toplumsal boyutlarını gözler önüne sermekle kalmıyor, sınır tanımayan eril tahakkümü ve erkek egemenliğinin kurumsal ve gündelik boyutlarını dile getirmenin özgün bir örneğini de sunuyor. Mağdurların deneyimlerini ön plana çıkararak, “kol kırılır yen içinde kalır” zihniyetinin dayattığı tecrit ve yalnızlığı aşmaya katkıda bulunuyor.
Yıl 1977. Kurbanlarını kadınlar arasından seçen bir seri katilin neden olduğu panik, Kuzey İngiltere’yi etkisi altına almış durumda. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik sistematik şiddet ve istismarın yeni yeni tartışılabildiği o yıllarda onlu yaşlarındaki Una, bu şiddet girdabının yuttuğu hayatlardan yalnızca biri. Uğradığı zorbalık yüzünden özgüvenini yitiren ve utanç içinde yalnızlaşan Una’nın hikâyesi, failin de mağdurun da aramızda olduğunu gösteriyor.
Güçlü çizimleri ve çokboyutlu anlatısıyla, dünyanın her yerinden kadınları ve genç kızları, mahkûm edildikleri sessizlik ve utanç döngüsünü kırmaları yönünde cesaretlendiren Una, şiddetin bedelini mağdurlara ödeten küresel düzene, başı dik ve sesi gür, meydan okuyor."Kadınların güçlenmesine yönelik görsel bir manifesto." Kirkus Review
“Una’nın kişisel deneyimi hikâyenin merkezi olmaktan çok, ‘cinsel şiddetin dört atlısı’ olarak tanımladığı ‘utanç, tecrit, kuşku, alay’ın geniş çaplı sorgulanması için aracı görevi görüyor." New York Times