antası var ama suratı yok. Yarı özel dedektif, yarı özel şerefsiz Milo Garret kavga çıkartıp üste çıkmaya alışkın. Ama girdiği son büyük tartışmada çok pis bir şeye toslamıştı- kendi arabasının ön camına. Doktorlar façasını yamadıktan sonra, Ajan Graves denilen, yabancısı olmadığımız bir adam, ona şifa niyetine bir çanta bırakmıştı: izi sürülemez 100 kurşun, bir tabanca ve bir otomobil sabotajı planına dair ikna edici bir hikâye.
Derli toplu bir çantaydı- Milo için fazla derli topluydu. Burnu içine kaçmış olabilirdi ama hâlâ çakalların kokusunu alabilirdi. Etrafı kokladıkça işler daha berbat kokmaya başlayacaktı. Fakat ne kadar iyi bir dedektif olursa olsun Milo, ne kadar leş bir çöplüğe girmek - ya da ne kadar derine gömülmek üzere olduğunu hayal bile edemezdi.